Çin’den ABD’ye net mesaj: Asya-Pasifik’te soğuk veya sıcak savaşa izin vermeyeceğiz
Bakan Dong, Singapur’da düzenlenen Asya-Pasifik bölgesinin en önemli güvenlik forumu Shangri-La Diyaloğu’nda “Çin’in Küresel Güvenliğe Yaklaşımı” başlıklı konuşma yaptı.
Asya-Pasifik’te refah ve istikrarın halkların ortak çabaları sonucunda oluştuğuna işaret eden Dong, “Hegemonya ve güç siyasetinin bölge ülkelerinin çıkarlarını zedelemesine izin vermeyeceğiz. Asya-Pasifik’te jeopolitik çatışmalara, sıcak veya soğuk herhangi bir savaşa izin vermeyeceğiz. Hiçbir ülke aramızda kargaşa ve ihtilaf yaratamayacak” ifadelerini kullandı.
Dong, Asya-Pasifik halklarının işbirliği ve barış içinde bir hayat arzuladığına, bölge ordularının bu arzuya güçlü destek sağlaması gerektiğine işaret ederek, “Ortak kalkınma ve kazan-kazan işbirliği arayışı hakim eğilim olmayı sürdürüyor. Ekonomik bağları koparmaya, tedarik zincirlerini bozmaya ve yüksek çitli küçük bahçeler kurmaya yönelik girişimler destek bulmuyor” şeklinde konuştu.
Ortak güvenlik vurgusu
Çin’in dünyada bölgede “ortak güvenlik” anlayışını savunduğunu, yalnızca ortak, kapsamlı, işbirliğine dayalı bir güvenliğin kalıcı olabileceğini vurgulayan Dong, “Bloklar arası cepheleşme ancak gerilimlerin yükselmesine, savaşa ve çatışmaya yol açacaktır” diye konuştu.
Dong, Ukrayna krizinde Çin’in hiçbir tarafa silah sağlamadığını, askeri ve sivil ikili kullanıma sahip ürünlerin ihracatını sıkı şekilde kontrol ettiğini ve ateşe körükle gidecek adımlardan kaçınarak barış ve diyaloğun yanında olduğunu belirtti.
Çin’in Filistin sorununda adil ve tarafsız tutum takındığının, Gazze’de ateşkes sağlanması için uluslararası toplumla hareket ettiğinin altını çizen Dong, Kore Yarımadası, Afganistan ve Myanmar’daki krizlerde siyasi çözümü aktif olarak teşvik ettiğini ve yapıcı rol oynadığını kaydetti.
Tayvan sorunu
Dong, Çin’in temel çıkarlarını ve toprak bütünlüğünü korumanın Çin ordusunun öncelikli görevi olduğunu, Tayvan meselesinin, “temel çıkarların temeli” vurguladı.
“Tek Çin” ilkesinin uzun zamandır uluslararası ilişkilerin temel normu kabul edildiğini, ancak son dönemde bunun aşındırılmaya çalışıldığını savunan Dong, Tayvan’da Demokrat İlerici Parti (DPP) otoritelerinin artan şekilde ayrılıkçılık arayışında olduğunu, Tayvan’ın Çinli kimliğini silmeye çalıştığını ve Tayvan Boğazı’nın iki yakası arasındaki toplumsal, kültürel ve tarihsel bağları koparmaya çalıştığını öne sürdü.
Dong, ABD’yi de adını anmadan eleştirerek, “Aynı zamanda bazı dış güçler, salam dilimi stratejileriyle ‘tek Çin’ ilkesinin içini boşaltmaya çalışıyor, Tayvan bağlantılı yasalar hazırlayıp silah satmaya, yasa dışı ilişkiler kurmaya devam ediyor. Bu yaptıkları Tayvan’ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçıları cesaretlendiriyor. Tayvan’ı kullanarak Çin’i çevrelemek istiyorlar. Bu kötü niyetli tavırlar Tayvan’ı tehlikeli bir yöne sürüklüyor” dedi.
Tayvan’ın Çin’in iç işi olduğunu, herhangi dış müdahalenin kabul edilemeyeceğini aktaran Dong, barışçı yeniden birleşmeden yana oldukları ancak bu ihtimalin her geçen gün Tayvan ayrılıkçıları ve yabancı güçler tarafından erozyona uğratıldığı görüşünü dile getirdi.
Çinli Bakan, “Her kim Tayvan’ı Çin’den ayırmaya cüret ederse kendi mahvına yol açacaktır” ifadesini kullandı.
Güney Çin Denizi
Dong, Güney Çin Denizi’nde son dönemde Filipinler ile Çin arasındaki gerilim ve sürtüşmeler nedeniyle Filipinler’i adını anmadan eleştirerek şunları kaydetti:
Belirli bir ülke (Filipinler), dış güçlerin cesaretlendirmesiyle ikili anlaşmalara ve kendi verdiği sözlere aykırı hareket ediyor. Tasarlanmış provokasyonlarla sorunu yanlış yönlendirerek zorlama senaryolar oluşturuyor. Dahası bölgenin genel çıkarlarını da görmezden geliyor. ASEAN Şartı’nı ihlal ederek bölge dışı bir ülkenin (ABD) topraklarına orta erimli bir füze sistemi yerleştirmesine izin veriyor.
Çin’in bu ihlal ve tahriklere karşı itidalle hareket ettiğine işaret eden Dong, “Ama sabrımızın da sınırı var. Bölgenin barış ve istikrarını tehdit eden bu eylem sonunda geri tepecektir” şeklinde konuştu.
Dong, ABD’nin bölgedeki seyrüsefer serbestisi operasyonlarının (FONOP) sebebini anlayamadığına, Güney Çin Denizi’nin dünyanın en yoğun trafiğe sahip deniz bölgesi olduğuna, dünyadaki kargo gemilerinin üçte birinin buradan geçtiğine, buna karşın sivil gemilerinin seyrüsefer serbestisine müdahale edilen tek bir vakanın bulunmadığına dikkati çekerek, “Güney Çin Denizi refah içinde olduğu için bir dış güç (ABD) kendi varlığını sürdürmek üzere askeri varlıkları buraya yönlendiriyor. Peki bunu yapmaktaki amacı ne, barış için mi buraya geliyor, yoksa bela çıkarmak için mi?” diye konuştu.
Shangri-La Diyaloğu
Merkezi Londra’da bulunan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsünce (IISS) düzenlenen Shangri-La Diyaloğu, Singapur’da yapılıyor.
Bu yıl 21’incisi düzenlenen foruma, çok sayıda bölge ülkeleri ve bölge dışından hükümet temsilcileri, savunma bakanları, askeri yetkililer ve güvenlik uzmanları katılıyor.
Yakın zamanda konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin Asya ülkelerinden onların topraklarına kısa ve orta menzilli füzeler konuşlandırmayı talep edebileceğini söylemişti.