Türkiye’deki Herkes Aynı Ücreti Alsaydı Ekonomi Nasıl Etkilenirdi? (“Çok İyi Olurdu!” Diyorsanız O İş Tam Olarak Öyle Olmuyor)
Düşünün. Bankacısından çiftçisine, öğretmeninden doktoruna kadar herkesin cüzdanına her ay aynı miktarda para giriyor. Gelir farklılıkları ortadan kalkmış.
Peki, bu radikal değişiklik ekonomimizi nasıl etkilerdi? Refah seviyemiz artar mıydı yoksa kaosa mı sürüklenirdik? Gelir dağılımındaki bu köklü dönüşüm, piyasa dinamiklerini, üretkenliği ve toplumsal yapıları nasıl değiştirirdi? Merakınız yeteri kadar kabardıysa bu senaryonun olası etkilerine göz atmaya başlayalım.
Tüm bireylerin aynı ücreti aldığı bir durumda, arz ve talep dengesinde köklü değişiklikler görülecektir.
Öncelikle herkesin ücretinin aynı seviyeye çekilmesi düşük bireyli kişilerin gelirini arttırırken yüksek gelirli bireylerin gelirini düşürecektir.
Bu doğrultuda düşük gelirli bireylerin çoğunlukta olduğu var sayılırsa, bu kişilerin harcanabilir gelirlerindeki artış, genel tüketim talebini artırabilir.
Yüksek gelirli bireylerin gelirlerindeki azalmaysa, ekonomideki toplam tasarruf oranlarını düşürebilir.
Ayrıca talebin ve üretim malliyetlerinin artması enflasyonu yükseltebilir.
Bu doğrultuda, Merkez Bankası enflasyonu kontrol altına almak için para politikalarını sıkılaştırmak zorunda kalabilir.
Bir de motivasyon ve verimlilik konusu var tabii. Ücret eşitliği, bireylerin iş motivasyonunu veverimliliğini olumsuz etkileyebilir.
Örneğin, yüksek nitelikli iş gücünün düşük ücret motivasyonu nedeniyle üretkenliğini ve inovasyon kapasitesini kaybetmesi gibi durumlar yaşanabilir.
Bu sebeple daha yüksek ücret ve yaşam standardı arayışıyla, nitelikli iş gücünün göç oranlarında artış görülebilir.
Ek olarak, farklı meslekler arasındaki ücret farklarının ortadan kalkması, bazı kritik mesleklerin çekiciliğini azaltabilir.
Bu sebeple insanlar yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda değil, daha kolay ve az sorumluluk gerektiren işlere yönelme eğiliminde olabilir.
Ayrıca, sabit ücret uygulaması inovasyon ve girişimciliği olumsuz etkileyeceğinden risk alma eğilimi düşebilir ve ekonomik büyüme yavaşlayabilir.
Bu durumda devletin ücret belirleme ve kontrol mekanizmalarını etkin bir şekilde kullanması gerekeceğinden bazı kısıtlamalara sebep olabilir.
Ücret eşitliği politikası, özel sektör ve kamu sektörü arasında dengelerin değişmesine yol açabilir.
Örneğin, özel sektör yatırımlarında azalma, ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
Kamu sektörüyse, herkesin ücretinin eşit olduğu senaryoda daha fazla sosyal harcama yapma zorunluluğu hissedebilir.
Sosyal açıdansa, ücret eşitliği kısa vadede sosyal adaletin sağlanması açısından olumlu etkiler yaratsa da uzun vadede nitelikli iş gücünün de göçü ile kalan bireylerin çoğunluğunun niteliksiz iş gücünden oluşması toplumsal açıdan sorunlu bir yapı oluşturabilir.
Örneğin, uzun vadede bireylerin kendi potansiyellerini gerçekleştirme arzusu ve tatmin duygusu azalabilir.
Sosyal statü ve prestij algısı değişebilir. Bu durumda insanlar kendilerini daha az farklı ve özgün hissedebilir.
Özetle, Türkiye’de herkesin aynı ücreti aldığı bir senaryo, ekonomide ve toplumsal yapıda ciddi yapısal değişikliklere yol açabilir.